Peki, bu yeniden başarılamaz mı? Tabii ki başarılır ve biz Milli Görüşçüler olarak bundan en ufak bir şüphemiz yoktur.
Hastalık mikroplardan oluşur tedavi etmenin yolu da mikropları yok etmekten geçer. Türk ekonomisinde bulunan bu mikroplar nelerdir? Şimdi bunları ele alalım;
Gelişmiş ülkelerin tamamında vatandaşların ve vatanın yer altı ve yer üstü kaynakları olan ülke varlıklarının tamamı kayıt altındadır. Bu uygulamanın sayılamayacak derecede faydaları mevcuttur. Ekonomisi kayıt altında olan ülkelerde terör örgütleri barınamaz. Devlet ve Millet barışık bir halde saadet ve huzur bulur. Gelişmekte olan ülkelerin hükümetleri bunu sevmezler. Bu keyfiyeti onlara tavsiye edende Siyonist yapıların güdümünde olan dış mihraklardır. Maalesef iktidar sahipleri bu konuda adım atmakta çekingen davranmaktadır. Bu fikirlerini desteklemek içinde ortaya koydukları en önemli delil sermayenin ürkmesi ve vatandaşın vergi kaçırma oranının yükselmesi bahanesidir. Hâlbuki reel ekonomi dürüstlüğü sever. Gelişmiş ülke olmanın yegâne sebebi dürüstlüktür. Müslüman bir ülkenin Müslüman evlatları olmanın gereği olarak bu mevzunun zaten tartışılması bile abesle iştigaldir. Burada kanaatimizce tek direnç iktidar sahipleridir. Çünkü iktidar sahipleri özellikle para konusunda rahat hareket etmeyi sever. Seçim kazanmak onlar için her şeyden daha önemlidir. Türk ekonomisinde atılması gereken en ciddi yapısal adım kayıt dışı ekonomiyi bitirmek olmalıdır.
Gelişmiş ülkeler kayıtlı ekonomileri sebebiyle vatandaşına yüksek vergiler yoluyla zulmetmezler. Çünkü ekonomik gücünü adil düzeninden almaktadır. Herkesin kazancı bellidir ve kazanma gayretinde olan vatandaşını vergi yoluyla ezmez. Birinci maddede saydığım yapısal reform gerçekleştirildiğinde ülkemizin gerçek zenginliği ortaya çıkacağı için yüksek ve karmaşık vergiye ve vergi sistemine ihtiyaç kalmayacaktır. Adil ekonomik düzende tek kalem vergi uygulaması olacaktır. Belki inanmayacaksınız değerli hemşerilerim ama yanı başımızda bulunan Gürcistan’da tek kalem vergi vardır. Bizdeki gibi “alfabede harf bırakmayan” vergiler/vergi isimleri yoktur. Özetle kayıt dışı ekonomi ile birlikte ikinci atılması gereken yapısal reform adımı vergilerin sadeleştirilmesi ve oranlarının tek rakamlı hale düşürülmesidir.
Halk arasında faiz olarak bilinen ama aslında bu sözcük ile gerçek manası tamda ifade edilemeyen bir ekonomik zulüm aracı da Riba dır. Kısa anlatımla riba çalışmadan çalışanın hakkını gasp etmektir. Tüm ilahi dinlerde yasak edilmiş bir mikroptur. Günümüzde riba sayesinde servetine servet katan Siyonistler kendi ırkından/dininden olan (malumunuz Yahudilik ırkçı bir dindir. Annesi Yahudi olmayan gerçek Yahudi kabul edilmez) kişilerden riba yolu ile ilave kazanç almazlar. Haksız kazanç mutlaka batar. 2008 yılında ABD de meydana gelen mortgage krizi aslında yaşadığımız dünya içinde dediğimizi destekleyen en ciddi olaydır. Kendilerini harika insanlar olarak gören neo liberal ABD li ekonomistler ve en ciddi finans kurumları bu balonu görememiştir. Göremezler çünkü Hakkı üstün tutan bir gözle olaylara bakmazlar da o yüzden. Bugün dünyada elle tutulur basılı para miktarı 70 trilyon dolar civarında iken bilgisayar ekranlarında görünen rakam 700 trilyon dolar civarında seyretmektedir. Bu bilgi bile nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğumuzu açık seçik ifade etmektedir.
Haber okunma sayısı: 2624
YORUMLAR
-
Teşekkür..
Misafir Uzun zamandır bir siyasetçiden duymadığımız, duymayı özlediğimiz yapıcı, doyurucu ve çözüm odaklı güzel bir analiz olmuş. Emeğinize sağlık. 21 Ocak 2019 14:08
YORUM EKLE