Oğluma Mektup...

Ruzin Azerhan

E-Posta :

Canım yavrum, can parçam; İlk nefes aldığın günden bu yana yıllar geçti. Her ne kadar kucağıma aldığım günkü gibi kokun burnumda, nefesin boynumda ömrümün sonuna kadar devam etsin istesem de büyüyorsun. Artık sadece bana gülen gözlerin dünyaya bakıyor, parmağımı sımsıkı tutan ellerin kalem tutuyor, hayata uzanıyor. Bir anne için inanılmaz karmakarışık duygularla seni izliyorum. Gündemimiz yaşınla ilgili değişiyor, dünyamızın en önemli konusu oluyor. Bir yanın benimle kalırken bir yanınla toplumun içinde olan bir bireysin artık. Tam bu noktada sana söylemek istediğim bazı şeyler var. Dinlersen hayatında sana yardımcı olacağına inandığım konular…

Öncelikle şundan emin ol; seni sevmem için bir şey yapman gerekmiyor, seni çok seviyorum. Sen Rabbimin lütfuyla yapacağını yapmış ve benim evladım olmuşsun ya…

Okul. Neredeyse 16 yılımızı alacak gündemimiz… Okulda başarılı olup olmaman sana olan sevgimi azaltıp çoğaltmaz. Derslerine çalışırsan mutlu olurum, yeterli gayreti gösterdikten sonra aldığın not beni üzmez. Sen nasıl ki beni mezun olduğum okul veya aldığı maaşla değerlendirmiyorsan ben de senin notlarınla değerlendiremem, senin sınıftaki başka öğrencilerle kıyaslayamam. Eğer günün birinde seni derslerinde daha iyi bir arkadaşlarınla kıyaslarsam sen de beni benden daha başarılı veya daha zengin bir tanıdığımızla kıyaslayabilirsin buna izin veriyorum. Hayattaki en önemli şey iyi insan olabilmektir. Notları yüksek karakteri alçak bir çocuk olmanı istemem. Sen iyi insanın tarifini doğru kaynaklardan öğren ve gayret et gerisi teferruattır. Okul hayatında arkadaşlarınla veya öğretmenlerinle yaşadığın problemleri mümkünse kendin çözmeye çalış. Her tökezlediğinde koşarsam ben yanında olmadığım zaman yönünü bulamazsın.

Hayat içerisinde yalnız kalmaktan korkma. Yanında sürekli birileri olsun gayretinde olan insanlar genelde zayıf insanlardır. Yalnızlık vaktin ne olduğunu bilenler için fırsattır.  Boş durma ama hayatını hep bir şeyler yapma telaşı da kuşatmasın. Tıpkı GSM operatörlerinin konuşma tarifeleri gibi senin de konuşma tarifelerin olacak. Telefonda konuşma faturası gibi senin de hayatta bütün konuşmalarına fatura gelecek. Unutma faturasını ödeyebileceğin kadar konuş.

İleride yükselmek için sakın birilerinin sırtına basma kariyer merdiveninde tırmanırken ardında onlarca kırık kalp bırakan bir iş adamının yükü sırtında onlarca kilo taşıyan bir hamalın yükünden çok daha ağırdır bunu unutma.

Dilerim ki hazır olduğunda bir gün yuva kur. Toplumun mecburi hizmet baskısı ile bir ev ve eş edin, üre demiyorum. Temeli anlayış, sabır, hoşgörü ile atılmış, metrekaresi ile sınırlı olmayan, sevgisinin ışığını dünyasına yansıtan bir yuva. Değerlerini geleceğe üstüne katarak aktaracak, soyunu mezarlıklara diktiği taşlara isim yazarak devam ettiren değil iz bırakarak devam ettirecek bir aile. Öyle büyük buluşlardan bahsetmiyorum. Birine zarar verebileceğini düşündüğün bir taşı yerden kaldırmak, kuruyan bir ağaca su dökmek, aç olan bir can ile rızkını paylaşmak bile yaşamın sürekliliği için bir izdir ben böyle öğrendim büyüklerimden.

Ve yavrucuğum yaman çelişkidir ama insan olarak geldiğimiz dünyada çok zordur insan kalabilmek. Hiç kimse öylesine dünyaya gelmemiştir emin ol. Can bir lütuftur ve o lütfun kıymetini bil. Allah’ın kendinden sana verdiği vasıfları son nefesine kadar taşıyabilmek için çabala. Merhametini ve vicdanını asla kaybetme. Ne zorlukla karşılaşırsan karşılaş kalbini ve aklını birlikte kullan. Kaybetmekten korkma. Bazen asıl zafer o kaybettiğini düşündükleri andır. Filmin sonuna dokunabildiği kadar cana dokunmuş, rızkın sahibinden emin, kimseye eğilmemiş bir başın dikliği ve hak yememiş, kötülük düşünmemiş bir alnın açıklığı ile yürümek her iki cihanda görebileceğin en büyük servet ve huzurdur. Ömrün boyunca bu son kareyi yakalamak için çalış.

Bir gün bedenen yanından ayrılmak zorunda kaldığımda aslında yine beraber olduğumuzu anacak böyle hissedersin ve ancak böyle verebilirsin sana verilen ömrün hakkını.