canlı yayın

Bahçeli'den siyasi ayak çağrısı: Hangi partide varsa çıkartın

17 Ocak 2020 Cuma 20:26
bahceliden-siyasi-ayak-cagrisi-hangi-partide-varsa-cikartin

Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli gazetecilerle bir araya geldi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bahçeli, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bahçeli sorulara şu yanıtları verdi:

SORU: Hafta sonu partinizin kurmayları ile yaptığınız toplantıda çok net bir şey ifade ettiniz Kasım Süleymani ile ilgili. İlk defa bir siyasi parti lideri Süleymani’nin öldürülmesiyle ilgili konunun uluslararası boyutuna değindi. Bu konuyu biraz açabilir misiniz? İran’ı tutan bir kesim ABD’yi tutan bir kesim var…

ABD'NİN YAKLAŞIMI DOĞRU DEĞİL

Konu hala tartışılıyor. İleriki günlerde ne şekil alacağı belli olmadığı için bugün bir yorum yapmak çok zor. Ama bilinen bir gerçek var, ABD İran Devrim Muhafızlarının komutanı niteliğindeki resmi bir görevliyi Irak’ta öldürdüğünü beyan etti. İran’da ‘Bizim önemli bir personelimizdir, Devrim Muhafızlarının komutanıdır, dolasıyla ona yapılmış olan saldırı doğru olmamıştır’ diyor. Diğer taraftan İran yanlısı veya ABD yanlısı olanlar konuyu Süleymani üzerinden açmaya çalışıyor. Açarken de Ortadoğu ve ona yakın çevrelerde meydana gelmiş terörist faaliyetlerle ilişkisini kurmaya çalışıyorlar. Henüz bu netleşmiş değil. O sebepten dolayı ABD’nin yaklaşımı doğru olmamıştır. Yani siz kalkar bir ülkenin yetkilisini öldürmeye yeltenirseniz ve bu bir alışkanlık ve uygulama alanı bulan bir anlayış haline dönüşürse o zaman dünya ne olacak? Her terörist faaliyet içerisinde bulunanları ayıklama kabiliyetiniz de yoksa o zaman bir devletin mensuplarının bir başka ülke tarafından öldürülmesi çok farklı bir uluslararası tartışmayı meydana getirir. Buraya dikkat edilmesi gerektiğini vurguladık. Ama henüz daha bu konudaki tartışmalar netleşmiş değil. İran biraz ketum kalıyor. ABD ilk söylediğinde ısrarcı oluyor fakat olayın bir çok yönüyle açılması, değerlendirilmesi ve sonuca bağlanması noktasında bir gelişme henüz görünmüyor.

SORU: 3. Dünya savaşına neden olabilir mi?

3. Dünya savaşı, birinci ve ikinci dünya savaşlarının acı tecrübeleri sonucunda hiçbir milletin ve ülkenin kabulde kolaylığı olmayan bir savaş hali olur. Bu nedenle sorunu daha farklı bir noktada çözmenin, diplomatik yaklaşımlarla uzlaşma zemininde halletmenin yollarının bulması lazım. Yoksa “böyle devam etti bir üçüncü dünya savaşı gelsin” temennisi Ortadoğu’yu daha karmaşık bir hale getirmekle kalmaz dünyayı da aynı hale getirir. Bunu telaffuz etmemek gerekir. 3. Dünya savaşı çağrısı kolay bir çağrı değildir, sebep ve sonuçlarını çok iyi düşünmek gerekir. Bugünkü aşamada bundan sonra bu ve buna benzer davranışların olmaması açısından uluslararası hukukta bazı kavramları yerleştirmek, bununla ilgili sonuçları nasıl değerlendirecekleri veya sorgulayacaklarının yöntemini ortaya koymak lazım. Misilleme olsun diye bir füze attılar bir uçağa rast geldi ve 176 kişi hayatını kaybetti. Böyle bir mücadele olmaz, olmaması lazım. Artık bunu uluslararası bir konu olarak ele almak lazım ki bizim yıllar önce söylediğimiz şeyler hala geçerlidir. Yani terörün uluslararası tanımını doğru yapmak lazım. Birinci şart bu. İkincisi, eğer burada bir mutabakat sağlanmışsa terörle mücadelenin nasıl yapılacağı konusunda da uluslararası bir anlayışa sahip olmak lazım. Şimdi üçüncü olarak da terörün beslendiği kaynakların kurutulması özellikle finans kaynaklarını, silah alım gücünü daraltmak lazım. Dördüncü olarak da teröre destek veren ülkelerin bu destekten vazgeçmeleri lazım. Bunu daha da çoğaltabilirsiniz. Bu böyle gelişmediği taktirde yarın ne olacağını kestirmek çok zor olur. Bakın 2003 yılından bu yana Irak’ta neler oluyor, Suriye’de neler olacağı belli değil. Libya karışıyor. Ama bütün bunların yanında çatışma alanı olarak bilinen 8 ülke var. 8 ülkenin içerisinde de ülke yöneticilerinin değişik suçlamalarla iktidardan ayrılmasını sağlayacak tarzda toplumsal hareketler başlıyor. Yarın bunlar yaygınlaşır. Şimdi en gelişmiş ülkelerden bir tanesi sayılan Fransa’da dahi bu sokak hareketlerini durdurabilecek bir tedbir ortaya koyamadılar. Hala polislerin nasıl davrandığı, halkın buna karşı neler yapmak istediği ortada. Ama hiçbir ülke ‘Fransa ne oluyor sana? Libya ile ilgileniyorsun, Irak ile Suriye ile ilgileniyorsun da kendi halkınla niye ilgilenmiyorsun. Çatışma yönünü hafifletecek tedbirleri niye almıyorsun?’ sorusunu da sormuyor. Bunu Fransa Cumhurbaşkanı da kendi kendisine soramıyor.

MOSKOVA’DA KAÇAN BERLİN’DE YAKALANAN HAFTER 



Haber okunma sayısı: 1832

htmlPaginator

YORUM EKLE

Yorum Başlığı

Yorum

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.

YORUMLAR

  • Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

DİĞER HABERLER