Doğan Cüceoğlu hocanın öğrettikleri
“Mükemmel değil iyi insan yetiştirelim” diyen Doğan Cüceoğlu hocanın öğrettikleri ve topluma (kamuya) katkıları
Psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu ülkemiz insanının “yetişkin birey” olması yolundaki öğretileri ve paylaşımları ile topluma katkısı olan öncüler arasında yerini alarak aramızda ayrıldı. Hayata iyi insan, başarılı ve yararlı bir birey olacaksak mutlaka birinin/birilerinin yaşamına dokunmak ve onun/onların yaşamına anlamlı bir katkı bulunmak gerekir. Çoğumuzun hayatına dokunan ve ufuklarımızı açan Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu hoca da yaşam okulunda benim de yaşamına dokunmuştur. 1995 yılında beş yıllık yurtdışında doktora sonrası Türkiye’ye döndükten sonra, ortamdan uzak olmanın da verdiği kopukluğun etkisi ile, Türkiye’de kültür, sanat ve okunanlar ilgi ve merakımı çekmişti. Kitapevlerinde kişisel gelişim alanında Doğan Cüceloğlu’nun kitapları ile karşılaştım. “İyi Düşün Doğru Karar Ver” kitabı ilk okuduğum kitabıydı. Çok önemsedim ve daha sonra “İnsan İnsana, İnsan ve Davranışı, İçimizdeki Çocuk, İçimizdeki Biz, Yetişkin Çocuklar, Savaşçı, Keşke’siz Bir Yaşam İçin İletişim, Mış Gibi Yaşamlar, Onlar Benim Kahramanım” kitaplarını okudum ve öğrencilerime de önerdim. Bizim gibi gelişme aşamasında olan, eğitim düzeyi yeterince gelişmemiş ülkelerde yaşanan “Mış” gibi yaşamı bütün çıplaklığı ile yaşadığımızı gösterdi. Doğan bey bütün öğretileri ile adeta bizi aynanın karşısına geçirdi ve kendi zihin kodlarımızdaki yerleşmiş yanlışları yok varsayıp yanlışlarımızla yüzleşmemizi sağlattı.
Daha sonra Doğan beyin TV programlarını hep izlemeye çalıştım ve notlar aldım. Doğan bey ülkemizin temel sorunu olan “yetişkin birey olamama” sorunu yaşadığımızı öğretiyordu. Cüceloğlu, insanımızın düşünce, duygu ve davranışlarının temelindeki yetersizlikleri, kendisinin de içinde geldiği, toplumsal alt yapı ile analiz ederek bilimsel psikoloji kavramlarına boğmadan açık seçik anlatmaya çalışıyordu. Konferanslarında kendine özgü içten ve rahat anlatım tavırları ile herkesin dikkatini çekmiş, iş çevreleri ve okullarda anne-babaların sorumluklarını ve insan ilişkilerini anlatmıştır.
Doğan bey içinde bulunduğumuz toplumda egosu şişmiş milyonlarca insana “ben” değil “biz” eksenli olmamız gerektiği konusunda kendimiz ile yüzleşmemizi bize gösterdi. Kendisi olmamış, empati yapmayan, burnundan kıl aldırtmayan, asık suratlı yöneticilerin empati yapamamasının yarattığı tahribatı anlattı.
Öğretici Kimliği, Sınırlar ve Sorumluk Bilinci
Kitaplarında ortaya koyduğu interaktif açıklamaları ile aynada kendimizi görebilmemizi sağladı. Canımız anne, baba ve öğretmenlerimizin çocuk yetiştirme konusundaki yetersizliklerini de ortaya koyarak en büyük öğretmen olan annelerimizin ve okullardaki öğretmenlerimizin eğitiminin önemini anlattı. İrfan Erdoğan ile yazdığı “Öğretmen Olmak” adlı kitabında öğretmenin yetkinlikleri ve sorumlulukları üniversite öğretim üyesi öğretmenin hiçte o kadar kolay olmadığını öğrendim. Sırlar ve sorumluluk bilincinin ne olduğunu daha iyi hissetim. Öğretim üyesi kimliği ile omuzlarımdaki yükün çok ağır olduğunun daha iyi biliyor ve ona göre öğrencilerin karşısına ne denli hazırlıklı olmanın ve iletişimin önemi bilinci ile çıkıyorum. Halende kendimi test ettiğimde öğretim üyesi kimliği ile zorlu bir mesleği seçtiğimi belirtebilirim. Öğrencilerime genelde ilk derslerde üniversite nedir? Üniversitede ne öğrenilir, öğrenci sorumluluğu ve kemliği konularını işlerim. Çoğu öğrencimizin öğrenci kimliği üzerinden sınırları ve sorumluluk bilincini kavramadıklarını görüyorum. Bu bağlamda Doğan Beyin yaptığı işin ülkenin gelişmesi için ilk iş olduğunu hep düşmüşümdür.
Kendi Seçimini Kendisi mi, Yoksa Başkası mı Yapıyor?
Hayatımızı nasıl sürdürüyoruz, yaşamda seçimlerimizi biz kendimiz mi yapıyoruz, yoksa başkası mı karar veriyor sorgulaması ile hepimize yön gösterdi. Hepimize ne zaman “ben”, ne zaman “sen” ve ne zaman “biz” duygusu ile hareket etmemiz ve anlamamız durumunda yetişkin birey olacağımızı anlattı. Geleneksel kültürümüzde yerleşik, ezbere bildiğimiz çoğu söz, klişe slogan ve ifadelerin ne denli yanlış olduğunu kendi üslubu ile anlatmaya çalıştı. Kişinin kendisi olmasının önündeki engelin yine kendimiz olduğunu belirtmekle birlikte, eğitim ve yaşam ortamının önemini anlattı. Kişinin içine doğduğu aile, okul ve sokak ortamlarının önemini işledi. Evinde kitabı olmayan, barışık olmayan aile yapıları, okullarda bina değil, insanın yaratıcılıkları ve paylaşımlarının önemini anlattı. “Okullar kişiyi var edecek şekilde, insanın kendisini ifade edeceği ortamı sağlamalı, kişiler düşüncelerini özgürce açıklayabilmeli ve tartışabilmelidirler. Yaratıcılığını gelişmesi için insanın meraklı, sorun, sorgulayan hata burnunu her şeye sokacak kadar her olayla ilgili olmasını belirtiyordu. Geleneksel aile yetiştirme sitemimizde olan “sus, sen ne anlarsın” gibi çok erken yaşta çocukların yaratıcılığını körelten eğim sistemini Nobel ödüllü araştırıcılar yetiştiremeyeceğini belirtiyordu.
Okul ve Üniversite Ortamı Sözle Değil Yaptıkları ile Örnek Olmalı
Bir konuşmasında, üniversitelerde öğrenci ve öğretim üyelerinin aynı ortamda yediğini içtiğini, aynı tuvaleti kullandığını anlattı. İnsanın birbirinden öğrenecek çok şeyi olabileceğini belirtiyordu. Öğrenim gördüğüm üniversitenin ilk yıllarında bizler de aynı kafeteryada yer içer, toplantılarda bir araya gelir ve yöneticiler ile rahatlıkla konuşup taleplerimizi iletirdik. Üniversite bir öğrenme ortamı-bir laboratuvar olduğu için öğrencilerin bizlerle birlikte olmasını hep önemsemişimdir.
Doğan Hocamız çoğu kişinin fizyolojik yaşı ile gelişmişlik yaşının birbirine uymadığını belirtiyordu. Çoğunun çocukluğunu aşmadığını ve okulun, üniversitenin de yardımcı olacak ortam yaratmadığını belirtiyordu. Kişi beynine değer vermeden ve kendini gerçekleştirmeden yetkili ve etkili yere geldiğinde yarattığı tahribatın çok yüksek olduğunu vurguluyordu. Değerler eğitiminin verilmediği ortamlarda kişilerin de gelişmediği bilimsel veriler ile ortaya konmuştur.
Okul Başarısı Değil, Hayat Başarısının Önemi
Doğan hoca yaşam başarısının öneminin okul başarısından çok daha önemli olduğunu sıklıkla belirtmiştir. Üniversitelerin verdiği diplomaların çoğu zaman toplumsal yaşama katkı sağlamadığını ifade etmiştir. Yaşamlarından ders çıkararak sorun çözmeye çalışan, motivasyonu yüksek insanların bugün başarılı olduklarını belirtiyordu. Öğrencilik yıllarında akademik başarısı yüksek öğrencilerin bir kısmının iş ve sosyal yaşamda çokta başarılı olduğunu yaşayarak gördük, bütünü kavramak, özgür birey olarak kendisi olmak, yeri geldiğinde risk alabilmeyi bilmek ve başarmak kişileri diğerlerinden farklılaştırmaktadır. Kendini hayta her yönü ile hazırlamak için okumak, sorgulamak, yaşananlardan ders çıkarmak ancak hayat başarısına katkıda bulunur.
Damdan Düşen Psikolog İle Kompleksiz Yaşam
“Damdan düşen psikolog’ adlı söyleşi kitabında damdan düşmenin utanılacak bir şey olmadığını, geldiği koşulları ve yaşamdaki zorluklarını içtenlikle anlattı. Söyleşi kitabında Cüceloğlu’nun nasıl bir toplumsal katmanda ve ne tür zorluklarla olgunlaştığını kendisiyle barışık bir şekilde anlattı.
Toplumun alt katmanlarından gelmenin ve kırsaldaki kadınların elinde büyümüş olmanın kendisine kazandırdıklarını içselleştirmiş ve kompleksten kurtarmıştı kendini. Doğan Cüceloğlu yaşamın anlamını, “İnsan İnsan”, “İçimizdeki Çocuk” kitaplarında ne kadar yetersiz bilgi ve bilinçten yoksun yetiştirildiğimizi vurguladı. Doğan bey psikoloji bilimini terimlere, kavramlara indirgemeden hepimizin anlayacağı bir şekilde anlatıp sevdirdi. “İyi düşün doğru karar ver” kitabında eğitimde farkındalığın geliştirilmesinde sorgulamanın değerini anladım. İnsan ilişkilerinde empati ve önemsemeyi en sade ve gerçek bir dille vurguladı.
En çok da annesinden ve üvey annesinden öğrendiği o kadınların doğal bilgeliğinin önemini çok önemsedim. Annesinin ölümüne dair hissettiklerini özetlediği “annen yok, kimsen yok” ifadesi ile annelerimizin hayatımızdaki yerini, içimizi burkarak, gözlerimizden yaş getirterek, hepimizi derinden düşündürerek hatırlattı. Hepimize içimizdeki çocuğu ve coşkuyu öldürmememiz gerektiğini ve yerine göre o coşkulu çocuğu yaşatmamız gerektiğinin önemini kendi vücut dili ile anlattı.
Zorluklara Karşı Savaşçı Olmak
Doğan Cüceloğlu insanlara umut aşılamayı somut olarak ortaya koymuş, kitaplarında, özellikle “Savaşçı” kitabında kişinin doğanın kurallarını bilmesini ve zorluklara karşı dirençli olmasını hatırlatmıştır. Öncelikle her öğrencinin mutlaka “Savaşçı” ve “İyi Düşün Doğru Karar Ver” kitaplarını okumasını hep öneririm. “İçimizdeki Çocuk” ve coşku hiç sönmesin ifadelerini Doğan Bey’den öğrendik. Bir söyleşisinde “Eğer bir insan, ‘ben kendi yaşamımda vardım, ben hayatı tribünlerden seyretmedim, sahadaydım, toz toprak oyun devam etti, kar, yağmur yağdı, ama her şeye rağmen oyun devam etti. Ben öptüm, öpüldüm, gol attım, gol yedim, ama bir curcunaydı ki, yaşadım ve hep oradaydım’ diyebiliyorsa işte bu yaşam başarısıdır” diyordu.
Özet Olarak; Yaşam yolculuğunda, ‘anlamlı bir hayat’ için kendin olmak, kendini gerçekleştirmek gerektiğini öğretti. Mutluluk denen arayışta ‘coşkulu bir hayat’ için yaşamı temelden anlamak ve olduğu gibi kavramanın önemini vurguladı. Neşeli ve sağlıklı yaşam için ‘güçlü bir hayat’ ifadesi ile kendine (vücuduna ve beynine ) değer vermenin önemini öğretti hepimize. Sınırlar sorumluluklar bilincinin farkında olarak yaşamanın anlamlılığını anlattı.
Evet, işin aslı insan diyen, insanı anlamaya çalışırken hakikati arayan insanlık peşinde koşan ve insanın yeniden insan olması yolunda koşan Koca insan Doğan Cüceloğlu da aramızdan ayrıldı.
Cenazede konuşan ağabeyi Şahin Cüceloğlu doktorların "sakin bir yaşam sür" tavsiyesine rağmen "Türk halkına hizmet etmeye devam edeceğim. Uzun mutsuz bir yaşam değil, kısa yararlı bir yaşam tercih ediyorum" dediğini aktardı. Yazı ve anlatılarında uzun değil, kaliteli ve anlamlı yaşamı öğretiyordu.
Doğan Cüceloğlu’nun yazdıkları, anlattıkları kendi yaşamımda örnek olmaya devam edecek. Bana da yaşamı içselleştirmeyi kavrattığı için kendilerine teşekkür borçluyum. Kendileri ile iki kez Adana’da konuşma fırsatı bulmuş, aralıklarla yazışmıştık. En son bir hafta kadar önce ülkemizde kopan iletişimi işlemesini istemiştim. Ancak yaşam buraya kadarmış. Ülkemizin başı sağ olsun. Kabri doğadaki bütün çiçeklerle dolsun, renklensin.
YORUMLAR
- Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
YAZARA AİT DİĞER YAZILAR
- Ölümü İle de Ders Verdi
- Sürdürülebilir Tarım Nedir ve Neden Önemlidir-1
- İlk 10’a Girme Olanağı İçin Bazı Öneriler
- Felsefeyi Bilmiyor mu?
- Öğrencilerimiz Ders Çalışmayı Biliyor mu?
- Çukurova'nın İhtiyacı Ara Eleman Sorunudur
- Adana’ya Geçmiş Olsun
- 2010’lı YILLARIN DÜNYA VE TÜRKİYE SORUNLARI DEĞERLENDİRMESİ
- Gidecek Yerim Yok
- 74. Eğitim Yıl Dönümünde Ziraat Mühendisliği Eğitimi Neden 21. Yüz Yılın Gereklerine Cevap Vermiyor
- Dünyanın İklim ve Çevresel Sorunları
- Elazığ Depremi ve Bir Daha Acı Yaşamamak İçin Önlem Alınması Dileği İle
- Akademik Teşvik Ödeneği Ne Getirdi Ne Götürdü?
- Toplu Taşıma Araçlarının Ücretsiz Olması Trafik Sorununun Çözülmesine Katkı Sağlar mı?
- KADIN SÜRDÜRLEBİLİRLİĞİN TEMİNATIDIR
- Krona Virüs, Bilimin Öneminin Anlaşılması ve 14 Tıp Bayramı
- KRONA VİRÜS İLE SAVAŞTA ÖZ YAŞAM DİSİPLİNİMİZİ GELİŞTİRMEK VE MÜCADELECİLİGİMİZİ BIRAKMAMAK
- ÖZ DİSİPLİN KAZANMAK NEDİR VE NASIL KAZANILIR?
- İbrahim Ortaş Koran Günlüğü
- 23-24 Mart 2020, Koran Günlüğü
- Sosyal Dayanışmayı Unutmayalım
- Virüsün Yayılmasının Durdurulması Bir Halk Sağlığı Sorundur
- BİR VİRÜSÜN AKILI İNSANOĞLUNA ÖĞRETTİKLERİNE BAKIN
- Koronalı Günlerde Uçağını, Mercedes ve Paran Olsa Ne Yazar!
- Tarihsel Kırılmanın Yaşandığı Bu Günlerde Neden Evde Kalmalıyız
- Virüs Salgını İle Mücadele Kişilerin Keyfiyetine Bırakılmayacak Kadar Hayati Düzeyde Önemlidir
- Tüfek, Mikrop ve Çelik
- Korona Virüs Sorunu Kişilerin İradesine Bırakılmadan Nasıl Çözülür?
- Sosyal İzolasyon/mesafe mi?
- Hayvanlar İnsanların Evlerden Dışarı Çıkmamasını Merak Ediyormuş
- Toplum Bilimleri Kurulu Kimlerden Oluşmalı ve Hangi Konuları Öne Çıkarmalıdır
- Ekolojiyi, Kendimizi ve Diğer Canlılar İle Birlikte Yaşamı Öğrenelim
- Korona Virüs Günlerinde Biyoloji Bilimi Bilgisi ve Yöntemlerinin İnsanlığa Katkıları
- Tarımsal Üretimi Güvenceye Almak İçin Çalışanların Koşuları İyileştirilmeli ve Üretim Devam Etmeli
- Virüs Salgını İle Mücadelede Bilimin ve Araştırmanın Önemi ve Geleceği Bugünden Planlamak
- Virüs Salgını Uzayabilir
- Egemenliğin Millet Adına TBMM’ine Devrinin Kutlandığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının Önemi
- Virüslerin Yarattığı Gripler Ne ilk Ne de Sondur Annemin Kuş Gribi İle Mücadele Yönteminden Çıkarılacak Dersler
- Korna Virüs Günlerinde Yaşlılık İnsanı Kıymetsizleştirmektemidir? Önce İnsan!
- Yaşlılar Geçmişten Günümüze Bilgi Birikiminin Taşıyıcılarıdır. Yaşlıların Deneyimlerinden Yararlanmak Gerekir.
- Pandemi Verilerinin Yayınlanması Bilimsel Açıdan Neden Önemli
- Tarım ve Gıda Güvenliğinin Salgın Hastalıklara Karşı Önemi
- Tarım ve Gıda Güvenliğinin Salgın Hastalıklara Karşı Önemi
- Korona Günlerinde Nadasa Kalmış Olmamız Bize Doğaya Sahip Çıkma Bilinci Yaratacak mı?
- Nadasa Kalmış Olmamız Sonrası Doğa Bize Ne Öğretti
- Sorunu Anlatmak Kadar Kullanılan Dil Daha da Önemlidir
- Ekoloji-Enerji-Ekonomi (3E) Eksenli bir Yaşam Yönetiminin Gıda Güvencesi ve Ekonomisi Daha Güçlü Olacaktır
- Çiftçiler Günü Kutlu Olsun
- Neden Doğa, Bitki-Hayvan Çeşitliliği, Toprak ve Suyun Savunuculuğu Yapıyoruz?
- Toplumlar Arasındaki Eşitsizlik Manzaralarının Düşündürttükleri -1
- 19 Mayıs Kutlu Olsun
- İnsanlık Bugün Yaşadığı Sorunları Kendileri mi Yaratı?
- İnsanlık Bugün Yaşadığı Sorunları Kendileri mi Yaratı?
- Korona Virüs Yalnızca Bir Sağlık Sorunumu?
- Salgın, Tarım Ve Gıda Güvencesi
- Toplumlar Arasındaki Eşitsizlik Manzaralarının Düşündürttükleri
- İnsanlık Kendini Anlayamadığı Gibi Doğayı da Anlayamadı
- ÇEVRESİ KİRLETİLMİŞ ÇEVRE GÜNÜ-1
- Çevresi Kirletilmiş Çevre Günü-2
- Çevresi Kirletilmiş Çevre Günü-3
- Toprak Bayramı Haftasında Toprak Felsefesinin Önemi
- İnsan Neden İnsanı Aşağılar
- Dünya’nın sonu mu yoksa yeni bir başlangıç mı?
- Neden Güçlü Tarım Fakültelerine, Enstitülerine ve Üniversitelerine İhtiyacı Var
- Kıl Çadırından Profesörlüğe Yükselen Bir Bilim İnsanı Mehmet Ünal’ın Öz Yaşamı
- Yaşamı Sorgulayarak Kendini Gerçekleştirmek
- Ne Kadar Biliyoruz
- Tarımda Planlama Olmasa Gıda Güvencesi Sağlanamaz
- HER YANI BARUT ve KAN KOKUYOR. YAZIK OLDU BEYRUT’A
- Adnan Tibet’in Çukurova Üniversitesi Kurumsal Kültürüne Katkısı
- Giresun’da Yaşanan Sel Felaketi İnsan Aklını Yaratığı Eserlerin Bir Sonucudur
- Neden-Niçin, Sebep-Sonuç İlişkisini ve Bütünsel Düşünme Eksenli Sorun Çözmüyoruz
- Neden-Niçin, Sebep-Sonuç İlişkisini ve Bütünsel Düşünme Eksenli Sorun Çözmüyoruz
- YÜZ YÜZE VEYA ONLİNE EĞİTİME HAZIR MIYIZ?
- NEFES ALINAMIYOR
- Neden Sorunları Çözemiyoruz-2
- Almanya’da Türkler ve Gâvurlar Deyip Birbirimizi Ötekileştirmek Niye?
- Toprak Eğitimi Çerçevesinde Avrupa Ülkelerinde Edindiğimiz Deneyimler
- Çölleşmeye Doğu Evrilen Anadolu’da, Yanlış Toprak Yönetiminin Sonucunda Oluşan Kum Fırtınası
- Korona Virüs Salgını Konusunu Nasıl Konuşuyor ve Analiz Ediyorduk?
- Cumhuriyet 97 Yıl Sonra Bilim ve Eğitimde Ne Durumda?
- DEPREM DEĞİL, İNSANIN DOĞANIN KURALLARINI ÖNEMSEMEYEN ANLAYIŞI ÖLDÜRÜYOR
- Araştırma Üniversiteleri Performans Sıralamasının Bilimselliği ve Anlamı Nedir?
- Çukurova Üniversitesinin Can Hocası Rektör Prof. Dr. Özşahinoğlunun Aramızdan Ayrılışı
- Toprağın Bütün Canlılar ve Özellikle İnsanlar İçin Önemi Nedir?
- Topraktan-İnsana Besin Zinciri
- Covid-19 Pandemisi Etkisinde Eğitim
- GIDA FİYATLARI ARTIYOR, GIDAYA ERİŞİM ZORLAŞIYOR
- Üniversite Özerkliği ve Bilim
- Üniversite ve Bilim İnsanı Sorumluluğu
YORUM EKLE