AKP
AKP

MİLLETVEKİLİ MAAŞLARI ARTARKEN

16 Mayıs 2020 Cumartesi 22:15
-milletvekili-maaslari-artarken

Bu sözler örtülü olarak bana bir gönderme gibiydi; “Sen kendi dünyanda görüp, yaşadıklarınla hayır oyu veriyorsun ama bu işin senin göremediğin başka yönleri de var” mesajı taşıyor gibi düşündüm.

1983 genel seçimlerinde milletvekili seçildikten 5-6 ay sonra Erbaa ilçe başkanımız hastalandı. Tedavi görmek için geldiği Ankara’da vefat etti.
Erbaa’ya götürdük, cenaze namazının kılınacağı Merkez Büyük Cami musallasına bıraktık.
Abdest almak için caminin merdivenlerle inilen yeraltı tuvaletine indim.
Orada gördüklerim beni şaşırttı.
Tuvaletler başka yerlerde görmeye alışık olmadığımız bir halde, pırıl-pırıl, tertemizdi.
Suların kesilmesi durumunda kullanılmak için su doldurulmuş olan teneke kaplar bile düzgün bir şekilde dizilmişlerdi.
Her tarafta düzen, intizam vardı.
Biz şantiyelerde bu düzeni, intizamı sağlamaya çok uğraşırız ama olmaz.
Bunu başaran insana karşı içimde bir takdir, hatta saygı duygusu uyandı.
İşimi bitirip çıkarken merdivenlerin başında oturan birisi dikkatimi çekti.
Perişan bir görüntüsü vardı. Sakalları uzamıştı, bir gözü ileri derecede özürlüydü.
Bu temizliğin, bu düzenin arkasında ne olduğunu anlamak için kafamdaki soruları ona sormaya karar verdim.
“Buranın temizliğini sen mi yapıyorsun?”
“Ben yapıyorum.”
“Yaptığın işi denetleyen, böyle temiz olması için uyaran biri var mı?”
“Yok. Ben kendim yapıyorum.”
“Buraları böyle tertemiz tutman için, o şartla para veren biri var mı?”
“Yok. Kullananlardan bazıları çıkarken üç beş kuruş veriyor, o kadar.”
Adamın sözleri beni tuvaletin temizliğinden daha çok etkilemişti.
***
Kısa bir süre sonra da siyasetin gündemine birden bire milletvekili maaşlarının artırılması konusu geldi. Gündeme getiren de Özal’dı.
Gerekçesi de milletvekillerinin görevlerini en iyi şekilde yerine getirebilmesi geçim sıkıntısı içinde olmamalarını sağlamaktı. Milletvekili maaşları gerçekten de çok düşüktü.
O günlerin döviz kurlarına göre 500 dolar kadardı. (Günümüzde 3000 dolar.)
Milletvekili maaşlarının artırılması konusu mecliste görüşülürken tuvaletleri temizleyen o adam hep aklımdaydı.
Bir tarafta dünyanın her yerinde en onurlu işlerinden biri, milletvekilliği.
Görevini iyi şekilde yapsın diye sıkıntı çekmemesi için maaşını artırıyorduk.
Diğer tarafta ise dünyanın her yerinde kimsenin yapmak istemeyeceği tuvalet temizleyiciliği. Ve Anadolu’da bir adam çok, çok düşük bir para karşılığında bile olsa kimsenin yapmak istemeyeceği bu işi inanılmaz derecede güzel yapıyordu.
İşlerini daha iyi yapmaları için milletvekili maaşlarına zam yapmak o adama karşı haksızlık olacaktı.
Mecliste görüşmeler bitip oylamaya geçilince sıra arkadaşım Tekirdağ Milletvekili Ahmet Karaevli’ye kabul oyu vermeyeceğimi söyledim.
“İş çıkarma” diye beni uyardı ama onu dinlemeyecektim.
Bize, her milletvekili için özel hazırlanmış, ayrı ayrı üç renkte, üzerine adımız yazılı oy pusulaları verilmişti. Beyaz renkli oy pusulası kabul, kırmızı olanı ret, turuncu olanı çekimser oydu. Vereceğiniz oya göre bunlardan birini sıralar arasında dolaştırılan kupalara atarsınız.
Bütçeye yeni harcama getiren kararların bu şekilde oylanması kuraldır.
***
Oy pusulalarının atıldığı kupa önüme gelince ret anlamına gelen kırmızı oy pusulasını attım.
Vicdanımın sesine göre oyumu kullanmış, rahatlamıştım.
Ama içimde başka bir huzursuzluk vardı.
Konuyu partimiz ve hepimiz adına güvenip desteklediğimiz Özal gündeme getirmişti. Onun politikalarını desteklemekle görevli parti genel merkezinin seçim işleri başkan yardımcısıydım.
Bana düşen bu konuya sahip çıkmak, destek olmaktı.
Bunu yapamamış olmam da beni rahatsız ediyordu. Arkadaşlarımla birlikte hareket etmemiş olmak, parti mensubu olmak anlayışına da tersti.
Neyse ki oyumu böyle kullandığımı kimse bilmiyor diye düşünüyordum.
Aradan iki-üç gün geçti. O zaman Milliyet Gazetesi meclis muhabiri (sonra köşe yazarı) Derya Sazak telefonla beni aradı.
“Milletvekili maaşlarının artırılması kanununa ret oyu vermişsiniz” dedi.
“Ret oyu verdiğimi nereden biliyorsun?” diye sordum.
“Kupalara attığınız oy pusulalarında adınız yazılı ya” diye cevap verdi.
Meğer oylar sayılırken kimin nasıl oy verdiği de tespit ediliyor, tutanağa geçiriliyormuş.Garip Anadolu çocuğu, acemi bir milletvekili olarak bizim bunlardan haberimiz yok.
Nasıl oy verdiğimizi kimse bilmiyor zannediyoruz.
Muhalefetten evet oyu veren var mı diye tutanaklara bakarken, benim ret oyu verdiğimi görmüş.
Oyumu böyle kullanmış olmamın sebebini sordu.
Erbaa’da ki tuvalet temizleyicisinden nasıl etkilendiğimi anlattım. Herkesin evet oyu vermesi konusunda parti grup kararı da alınmadığı için oyumu böyle kullandığımı söyledim.
Konuştuklarımız ertesi gün Milliyet Gazetesinde haber olarak yayınlandı.
Böylece maaş artışlarına ret oyu verdiğimi “cümle alem” duymuş oldu.
Arkadaşlarım oyumu böyle kullandığım için Özal’ın niye böyle yaptın diye bana tepki göstereceğini söylüyordu.
Ama Özal bana hiçbir şey söylemedi.
Sadece benimde bulunduğum parti başkanlık divanı toplantısında dedi ki;
“Suudi Arabistan Kralı Türkiye’ye geldiğinde sizin milletvekilleriniz ne kadar maaş alıyor diye sordu. 500 dolar demeye utandım da bu fahri (gönüllü, ücretsiz) bir iş. Galiba 500 dolar gibi sembolik bir ödeme de yapılıyor diye cevap verdim.”
Bu sözler örtülü olarak bana bir gönderme gibiydi;
“Sen kendi dünyanda görüp, yaşadıklarınla hayır oyu veriyorsun ama bu işin senin göremediğin başka yönleri de var” mesajı taşıyor gibi düşündüm.

(BİR DÖNEMİN SİYASİ ANILARI KİTABIMDAN)

Haber Kaynağı: YHA

Haberin etiketleri:

MİLLETVEKİLİ, MAAŞLARI, ARTARKEN


Haber okunma sayısı: 3976

htmlPaginator

YORUM EKLE

Yorum Başlığı

Yorum

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.

YORUMLAR

  • Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

DİĞER HABERLER


YAZARLAR

MALATYA - HAVA DURUMU

MALATYA

ÇOK OKUNANLAR


  • Haber bulunamadı

FOTO GALERİ