Zafere sarsılmaz bir imanla bağlı olan Şahin Bey ve fedaileri tam donanımlı Fransız birliklerini perişan ettikten hemen sonra düşman kumandanına gönderdiği mektupta şöyle demektedir: "Kirli ayaklarınızı bastığınız şu toprakların her zerresinde şüheda kanı karışıktır... Din için, namus için, hürriyet için ölüme atılmak bize Ağustos ayı sıcağında, soğuk su içmekten daha tatlı gelir.

Neden orada olduklarını bile bilmeyen Fıransız askerlerinin karşısına bir avuç fedaisi ile çıkan Şahin Bey’in düşmanı perişan etmesinin arkasındaki güç, din, namus ve hürriyet gibi ulvi düşüncelerdir.

Şahin Bey, bu ulvi düşüncelerle istiklal meşalesini tutuşturmuş ve ardından binlerce Şahinler de o meşalenin asla sönmemesi için çalışmış, savaşmış ve bu uğurda 6317 şehit vermiştir.

Tarihimizin her döneminde Şahin Bey gibi kahramanlarımız olmuştur, bundan sonra da olmaya devam edecektir.

Milletimiz müsterih olmalıdır ki, bugün bu topraklar, Şahin Bey ve fedaileri gibi din, namus ve hürriyet uğruna kanını son damlasına kadar vatan toprağına akıtacak yiğitlerle doludur. Tarihimizden aldığımız bu vatan toprakları kesinlikle bölünmeyecek ve parçalanamayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle “Düşman benim cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez” diyen Şahin Bey’i, onun silah arkadaşlarını ve vatan uğruna canını vermekten kaçınmayan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyorum.