canlı yayın

TÜRK MİLLETİ ARTIK UYANMALIDIR

06 Nisan 2015 Pazartesi 11:02
turk-milleti-artik-uyanmalidir

TBMM’nin son Genel Kurul çalışmalarında Grup önerisinde Milliyetçi Hareket Partisi Tokat Milletvekili Reşat Doğru, yapmış olduğu konuşmada Son günlerde Irak Türklerine, Suriye Türklerine ve Doğu Türkistan Türklerine karşı saldırılar artmış, katliamlar yapılmaya başlandığını belirtti.

   25 Haziran 2013 günü, Selahattin kenti, Tuzhurmatu ilçesinde haince terör saldırısı sonucu Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı Sayın Ali Haşim Muhtaroğlu ile Selahattin Kenti Vali Yardımcısı Sayın Ahmet Koca başta olmak üzere çok sayıda kardeşimiz hayatını kaybetmiştir.

            O günden itibaren de Irak Türklerine hür dünyanın gözü önünde çok ağır saldırılar, planlı yok etmeler devam etmektedir. Irak’ın ABD ve koalisyon güçlerince işgali sonucu, Türklere çok büyük kayıplar verdirilmiştir. ABD destekli Peşmergeler Irak Türklerine her yerde saldırmış, Kerkük başta olmak üzere birçok şehirde demografik yapıyı değiştirip, göçe zorlanmışlardır.

            Son yıllarda Suriye Türkleri de ağır saldırılara maruz kalmış, yine kaybedenler sınıfında yer almışlardır. Saldırılar sonucu birçok kardeşimiz canını kaybetmiş, yaralanmış Irak’ı, Suriye’yi terk etmek mecburiyetinde kalmıştır. Son zamanlarda özellikle iş ve güç sahibi olan Türklere karşı planlı saldırılar tekrar artmıştır. Doktorundan, Mühendisine kadar bir çok kardeşimiz, kaçırılmakta, yada öldürülmektedir. Türkmen kanını akıtmakla görevli saldırganlar, katliam üstüne katliam yapmaktadırlar.

            Suriye ve Irak’ta Canlı bombalar, suikast görevlileri, teröristler, kiralık katiller hiç ara vermeden ölüm saçmaktadırlar. Türkmen kimliği, Türkmen varlığı, Türkmen eserleri, Türkmen şuuru kanlı emellerin hedefidir. Türkmenler zorla göçe tabi tutulmakta, baskılar giderek artmaktadır.

            Ayrıca Türklere yapılan saldırılardan Doğu Türkistan’da payını almıştır. 21.yy da Doğu Türkistan’da zalimane bir baskı ile saldırılar ve katliamlar yapılmaktadır. Avrupa ve Amerika başta olmak üzere bütün dünyanın şiddet uygulanan vahşeti görmesi ve yakın takibe alması gerekir. Bugün dünyadaki en ağır kâbus Doğu Türkistan’da yaşanmaktadır. Son günlerde Uygur bölgesinde saldırılar ve katliamlar artmıştır. Onlarca kardeşimiz hunharca öldürülmüşlerdir.

            Dünyada hukukun, adaletin, kanunun olmadığı ülkelerin başında Çin gelmektedir. Çin’de ne hâkim, ne savcı, ne polis Doğu Türkistan’da kardeşlerimize uygulanan zulümlere karşı hiçbir şey yapmıyor. Çin’de 30 milyona yakın Türk’ün akıbetinin ne olduğu bilinmiyor. Hapishanelerde, karakollarda zalimane işkencelere devam ediyorlar. Akıl hastanelerine binlerce Uygur Türk’ü sevk edilmiş olup, Doğu Türkistan’da on binlerce kişi yargısız olarak infaz edilmektedir.

            Son zamanlarda Doğu Türkistan ve Irak’ta, Suriye’de yaşanan olaylar ve zulüm, dünyanın en önemli olaylarının başında gelmektedir.

            İşte bütün bunlar göz önüne alınınca Türkiye’nin, kardeşlerimize sahip çıkması gerekir. Ancak AKP hükümeti maalesef Irak, Doğu Türkistan, Suriye, Ahıska, Karabağ’daki Türk kardeşlerimize sahip çıkmıyor. Bu doğru değildir.

            Başbakan ve hükümet yetkilileri Kandildeki teröristlerle, İmralı’daki cani ve yandaşlarıyla, Barzani ile görüşüyor.

Neredeyse 5-6 seneden beri Türkmen temsilcileri ile görüşmüyor. Onları dinlemiyor. Türkmenlerin kaderi Peşmergelerin ve PKK’nın eline, insafına terk edilmiş durumdadır.

            Yanı Türkmenlerin etnik temizliğe tutulup yok edilmesi, baskı ve dayatmalara maruz kalması ne hükümeti, nede başbakanı pek fazla ilgilendirmiyor. Bu Türkmenlere yapılan çok büyük yanlış ve haksızlıktır.

            Ancak Türkmenler çok sabırlı olsalar da, artık güçleri, takatları kalmamıştır. Türkmen kardeşlerimiz kasıtlı olarak yalnızlığa itilmekte, izole edilmekte ve can evlerinden vurulmaktadır.

            Tuzhurmatu’da Türkmen liderlere yapılan saldırılar ne ilk nede sondur. Ancak Kerkük, Bağdat, Lazkiye, Musul, Telafer,  Tuzhurmatu, diken üstündedir. Güvensizlik, karmaşa, belirsizlik almış başını gitmektedir. Türkler şaşkın, ne yapacağını bilmiyorlar.

            Başbakan Davutoğlu Tuzhurmatu’daki, Kerkük’teki, Lazkiye’deki feryatları mutlaka duymalıdır. Hükümet soydaşlarımızın, dünyanın her tarafındaki yaşadığı ıstırapları mutlaka duymalı, gereği yapılmalıdır.

Doğu Türkistan’da, Uygur Türkleri de kan ağlamaktadır. Hükümet PKK’ya, Barzani’ye, Talabani’ye kucak açarken neden Doğu Türkistan lideri Rabia Kadir’e sahip çıkmamaktadır. Rabia Kadir dünyanın kabul ettiği bir lider, kahramandır. Doğu Türkistan Türlerinin haklı davasını dünyanın her tarafında her türlü imkânsızlıklara rağmen yılmadan yiğitçe anlatmaktadır.  Rabia Kadir hanımefendi ülkemize davet edilmeli, sahiplenilmelidir.  

 

Doğu Türkistan’da Devlet eli ile ırk ayrımcılığı yapılıyor. Doğum yasağı, mecburi kürtaj, kısırlaştırma politikaları ile soykırım yapılıyor. Bölgede uyuşturucu kullanımı madde bağımlılığı teşvik ediliyor.  Nükleer denemeler Türk yurtlarında yapılarak, kalıtımla geçebilen çok ciddi sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Türk bölgesine planlı şekilde Çinli getirilip yerleştiriliyor. Doğu Türkistan bölgesinde bulunan 171 çeşit maden ve doğalgaz kaynaklarına sahip olmaya çalışıyorlar. 30 milyonluk Türk insanı, 1,5 milyonluk Çin Nüfusunun baskısını yoğun şekilde yaşıyor.

            Çin hükümeti insanlarımızı yok etmek için her türlü gaddarlığı ve oyunu sergiliyor.

            TBMM İnsan Hakları Komisyonu olarak bölgeyi ziyaret edip durumu görmek için yaptığımız birçok müracaat Çin hükümeti tarafından kabul edilmedi. Bu da gösteriyor ki durum görüldüğünden daha vahim.

            İnsanlarımız öldürülüyor, haksız yere idam ediliyor, tutuklanıyor, sürgüne gönderiliyor.

            Bütün bunlarda sözüm ona hür dünyanın, dünya STK’larının gözü önünde oluyor. Çin zulmüne karşı başta bizim hükümetimiz olmak üzere dünya sessiz kalıyor ve seyrediyor.

O, insanlar bizim kardeşlerimizdir. Sivil Toplum Kuruluşları başta olmak üzere, hükümet onların her türlü konusunu sahiplenmelidir. Haklı isteklerini dünyanın her tarafına taşımalı, toplumlardan tepki ortaya çıkarmalıdır. Ancak bunların hiçbirisi, ya hiç yapılmıyor, ya da yetersiz yapılıyor.

            Hâlbuki Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan, Kerkük’ten, Şam’dan, Ahıska’dan, Karabağ’dan geçmektedir. İşte bütün bunların araştırılarak gerekli önlemler alınmalıdır. AKP hükümeti ve Başbakan Sayın Ahmet DAVUTOĞLU Irak Merkezi hükümeti ile Barzani’nin değil Türkmen kardeşlerimizin haklı davalarını görüşerek savunmalı, konuyu uluslararası kuruluşlara götürmelidir. Sivil Toplum Kuruluşları harekete geçmelidir.

            Yüce Türk Devleti Kerkük’te, Ahıska’da, Doğu Türkistan’da, Kıbrıs’ta, Karabağ’da Şusa’da olmalı, oraları yakinen takip etmelidir. 

            Türkiye Türkleri olarak biz Türk Milliyetçileri, MHP olarak soydaşlarımızın yanında olup, Türklere yapılan bütün saldırıları lanetlemekteyiz. Tuzhurmatu Türk’tür, Kerkük Türk’tür, Türkmenlik bayraktır, vatandır, sevdadır. Dünya Türklüğü her zaman bizim sevdamız olarak da kalacaktır. Kimse bunu değiştiremeyecektir.

            Kardeşlerimize yapılan zulümleri, hainlikleri yakinen biliyor ve takip ediyoruz. Türk Milliyetçileri olarak onların yanındayız. Onlarla beraberiz. Mutlaka çekilen acıların hesabını da bir gün soracağız.

           

YÜCE TÜRK MİLLETİ TİTRE VE KENDİNE DÖN VATANINA, TOPRAĞINA, MİLLETİNE, BAYRAĞINA, DİLİNE, İNANCINA SAHİP ÇIK. 

Haber Kaynağı: YHA

Haberin etiketleri:

Tokat, MHP, Reşat, doğru, Vekil


Haber okunma sayısı: 4399

htmlPaginator

YORUM EKLE

Yorum Başlığı

Yorum

Misafir olarak yorum yapıyorsunuz. Üye Girişi yapın veya Kayıt olun.

YORUMLAR

  • Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

DİĞER HABERLER